Yaptıkları buluşlarla ve eserlerle tarihe adını yazdırmış dâhilerin ortak bir özelliği var. Tüm dâhiler ilginç bir hastalığa sahip.
Charles Darwin (1809-1882)
Evrim teorisiyle ünlenen Darwin, kekeme ve Chagas hastasıydı. Darwin’in vücudunun içinde yumuşak kanatsız böcekler dolaşıyordu. Bu hastalık, insanların özellikle dudağını ısıran, kan emici bir böcek (Triatoma) vasıtasıyla bulaşır. Bu etken, Trypanosomo cruzi kamçılı bir parazittir ve bu böceğin salgısında bulunur. Parazitler kana geçtikten sonra, kalp ve beyin hücreleri içine girerek orada çoğalırlar. Bu nedenle Chagas hastalığının belirtileri, kalp hastalığı belirtileri şeklinde ortaya çıkar.
Albert Einstein (1879-1955)
Modern fiziğin babalarından olan Einstein, IQ’su en yüksek birkaç insandan biriydi. Einstein, disleksi ve Otistik Spektrum Bozukluğuna sahipti. Nöro gelişimsel bozukluk olarak da tanımı yapılabilen bu bozukluk doğuştan gelmektedir. Bu hastalıkta, sosyal ilişkilerde ve iletişim kurmada sıkıntılar yaşanır. İlgi duyulan şeyler sınırlıdır ve bunun yanında kendini yineleyen davranışlarda ve hareketlerde bulunduğu görülür. Bu hastalıkta, kişi kendini uzun uykulardan alamaz. Sürekli yarı baygın halde dolaşabilir. Beyin loblarının arasında bağlantı sadece yaşamsal faaliyetleri sürdürecek kadar vardır.
Galileo Galilei (1564-1642)
‘Modern fiziğin babası’ olarak bilinen Galileo Galilei, kendi adını taşıdığı Galilei Sendromu hastalığına sahipti. Yani o anki topluma ters düşen her ne varsa o konuda insanları zorlamak.
John Nash (1928-2015)
‘Oyun teorisi’nin sahibi ünlü matematikçi John Nash şizofreni hastasıydı. Ünlü dahi, hastalığı yüzünden çevresinde olmayan kırmızı giysili insanlar görüyordu. 1959’da ruhsal bozukluğu açık olarak belli olmaya başlayan Nash, birkaç yılını paranoid şizofreni teşhisiyle akıl hastanelerinde geçirmek zorunda kaldı.
Leonardo da Vinci (1452-1519)
Da Vinci, başta mucitlik ve ressamlığı olmak üzere birçok bilim ve sanat alanındaki başarısıyla tarihe geçmiştir. Da Vinci’de karşı cinse karşı oluşan soğukluk anlamına gelen Frijit vardı. Ünlü mucit cinselliği duygular olmadığı zaman ‘İğrenç’ olarak tanımlıyordu. Da Vinci’nin hayatı boyunca hiç sevgilisi olmadı.
Pablo Picasso (1881-1973)
Pablo Picasso yoğun bir migrenden muzdaripti. Disleksi (unutkanlık ve öğrenme zorluğu) hastalığı da kendisinde mevcuttu. Öğrenmede zorluk çekiyordu ancak baş ağrısının da etkisiyle resimlerde farklı etkilere de yer veriyordu.
Salvador Dali (1904-1989)
Ressam Dali, Parkinson hastasıydı. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu vardı. Neredeyse 48 yaşına kadar cinsellikten oldukça soğuktu ve eşi ile 15 yıl kadar birlikte olmadı.
Isaac Newton (1643-1727)
Bilim insanları tarafından tarihin en etkili insanlarından biri kabul edilen ve Fizik kanunları ve matematik konusunda muhteşem çalışmalara imza atan Newton, Asperger Sendromu’na sahipti. Bu hastalığın belirtileri arasında çocukların yaşıtları arasında ilişki kuramaması, sözel ışı iletişimde zorluk çekilmesi, yapılan davranışlara karşı duygusal olarak karşılık verememe, elde edilen başarıların başkalarıyla paylaşılmasında zorluk çekilmesi, sıkça el çırpma gibi davranışların yapılması, bazı konularda aşırı yoğunlaşma gibi davranışlar bulunur. Ayrıca bu hastalığa sahip insanlar, beynin tüm lobları ayrı ayrı çalıştığı için birden farklı alanda uzmanlaşabilirler.
Vincent van Gogh (1853-1890)
Van Gogh şizofreni hastasıydı. Boyadan zehirlenmesi bu etkiyi arttırdı. Bipolar bozukluğu da mevcuttu. Frengi ve Ménière hastalığından da muzdaripti.
Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791)
Müzik dünyasının en büyük dahilerinden olan Mozart, Tourette Sendromu hastalığına sahipti. Bu hastalık aynı şekilde kısa aralıklarla meydana gelen istemsiz, hızlı, âni bedensel tikler ve ses tiklerinin oluşturduğu kalıtsal bir rahatsızlıktır. Mozart’ın nota yeteneğinin buradan geldiği düşünülüyor. (Pilliblog)
